Vova, 14 yıl aradan sonra, 2019 yazında ikinci albümü ‘Garmi Doç’u çıkardı. Nasıl bir sürecin ürünü bu albüm?
Bu albümdeki şarkılardan birinde “düz içinde konağum / merağum var merağum / deniz dalgasi gibi / geliyur ağlamağum” diye bir dörtlük var. Garmi Doç derdi, merakı olan bir albüm. Hemşin dili ve kültürünün gün be gün yok olmasının derdi, merakı... Ben, bu yok oluşu kendi kişisel hayatında yaşayan insanlardanım. İçine doğup büyüdüğüm, kimliğimin önemli bir ögesi olan dilim ve kültürüm yok olurken ne yapabilirdim? Bu soru, Vova’ya giden yolun başlangıcı oldu benim için. Vova, Hemşin dili ve kültürünün giderek yok olmasından duyulan kaygıyla ortaya çıkmış bir proje. Derdimiz, “tarihsel, sosyal, ekonomik şartların zaruri neticesi” olarak yitip gitmekte olan Hemşin ezgilerini gün ışığına çıkarmak, kayıt altına almak, yorumlamak ve bunların gelecek kuşaklara aktarılmasına aracılık etmek.
Benim çocukluğum ve gençliğim 70’li-80’li yıllarda, geleneksel Hemşin kültürü ve dilinin köy düğünlerinde, imecelerde, yaylalarda kendi doğal döngüsünde yaşandığı bir dönemde geçti. Hemşin ezgileri, kaval ve tulum sesleri o yıllardan belleğimdeydi. Garmi Doç yani kırmızı Dodge kamyon, o yılların simgelerinden. Kamyona doluşup yaylalara çıkar, düğünlere, imecelere, cenazelere giderdik, ağlayarak, gülerek, şarkılar söyleyerek, aşklar yaşayarak. 1996 yılında bu ezgileri ve sözleri kaydetmeye başladım. Niyetim, derlediğim Hemşin ezgilerinden bir albüm yapmaktı. Düzenlemeleri ve solistliği sevgili Kazım Koyuncu’nun yapmasını umut ediyordum. Ama işin doğası ve şartlar, sesimle de bu projede olmamı gerektirdi. Ersin Çelik ve Mustafa Biber’in de katılımıyla, 2005’te ‘Vova - Hamşetsu Ğhağ / Hemşin Ezgileri’ albümünü çıkardık. Garmi Doç albümünü ilkinden neredeyse 14 yıl sonra çıkarabildik. Yukarıda bahsettiğimiz amacımız gereği, iki üç yılda bir albüm çıkarma gibi bir baskı yaşamadık. İçimize sinen, bizi ifade edecek, merakımızı, meramımızı anlatacak bir çalışma olsun istedik. Buna grubumuzun öznel gerçeklikleri de eklenince ancak kemale erdi ‘Garmi Doç’.
İki albüm arasında ne tür farklılıklar var?
İlk albüm, Hopa Hemşinlilerinden derlediğim anonim ezgilerden oluşuyordu. ‘Garmi Doç’un omurgası da anonim Hemşin ezgilerinden oluşuyor ama bu sefer Hopa’yla sınırlı kalmayıp, Hemşin coğrafyasının farklı bölgelerinden ezgilere de yer verdik. ‘Çiçeğum’ Çayeli Senoz Vadisi Babik köyünden, ‘Sirun Ağçig’ ise zamanında Hemşin’den göç etmek zorunda kalmış, bugün Rusya’nın Soçi bölgesi ve Abhazya’da yaşayan Hıristiyan Hemşinli kardeşlerimizin bize ulaştırdığı bir ezgi. Seslendirdiğimiz ezgiler onlarca, belki yüzlerce yıldır söyleniyor. O yüzden göçüp gidenlerimizin ruhlarına dua niyetine de okuyoruz bunları. Onlardan biri de ilk albümdeki Hemşin kavalı yorumu ve ‘Heydane’ şarkısıyla gönüllerimizde yer eden Remzi Tatar abimiz. Onun, Vova’nın Yerevan konserinde çaldığı iki kaval ezgisine de yer verdik albümde. ‘Garmi Doç’ta sözü ve müziği bana ait bir beste, bir şiir ve yine sözleri bana ait anonim bir ezgi de yer alıyor.
[...]
Röportajın devamı için: Agos
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/25232/meragum-var-meragum?fbclid=IwAR0uG0HYOHu3Rb16YbZ3JWEoyJHSnQKj5iDg5GAsLU5UebcX4S0MVb8DVEE